Zor zamanlar yaşıyoruz. İnternetin ve bin bir türlü medyanın hayatımıza girmesiyle insanımız her taraftan rüzgar almaya başladı. Savrulmalar yaşanıyor. Yeni nesiller iki kültür arasında sıkışıp kaldılar.
Bir yanda farklı yönlerden gelen felsefi düşünceler ve yaşama biçimleri, öbür yanda kültürümüz ve değerlerimiz. Zihinler bulandı, ruhları kuşkular sardı.
Bu da bir salgın. Fakat daha tehlikeli. Maddi salgın insanın fani hayatını tehdit eder. Halbuki bu manevi salgın ebedi hayatları mahvediyor.
Hızla ilerleyen ve büyüyen bu tehlikeyi görmezden gelemezdim. Sızlanmak çare olmuyordu, çözüm üretmek gerekiyordu.Ben de bunu yaptım. Keyifli Felsefe ana başlığıyla dört kitaplık bir seri yazdım.
Topladığı binlerce poleni karanlık kovan ortamında bala dönüştüren arı gibi ben de kırk yıllık okumalarım ve düşünmelerinden elimde kalanları tefekkür imbiklerinden süzerek eser haline getirdim.
Baba filozofları tanıttım, felsefi akımları anlattım, en güvenilir kaynaklardan yararlanarak tümünü eleştiri süzgecinden geçirdim.
Felsefi kurgu tarzında yazılan bu eserleri anlayarak okuyanlar, ruhlarında savunma hatları oluşturabilir, zihinleri bulandıran virüslerden arınabilir, inandıkları değerleri güçlü delillerle savunabilirler.
Fani ömür ağacımın son meyveleri olan bu kitaplar çocuklarımıza, gençlerimize muhakkak okutulmalı.
Birer rehber niteliği taşıyan bu eserleri her mürebbi, her öğretmen, her anne baba mutlaka el altında bulundurmalı.